07.07.07 İstanbul fırsatı tepti

Geçen hafta Amerika’nın eski Başkan Yardımcısı Al Gore’un İstanbul’a gelerek katıldığı basın toplantısıyla duyurulan Live Earth İstanbul konseri seçime kurban gitti. Kültür ve Turizm Bakanlığı sponsorluk başvurusunu kabul etmediği için konser iptal edildi.
Bence biri bu sorumluluğu üstlenmeli...Kaçırılmayacak fırsat

Boğaziçi Köprüsünde yürümek

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Boğaziçi Köprüsü’nden yaya geçişlere izin verip, Asya’dan Avrupa’ya yaya olarak geçenleri sertifikalandıracaklarını söyledi.

İstanbul'da deniz temiz

İstanbullulara iyi haber.. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü 79 ayrı noktadan alınan sonuçları açıklayarak; İstanbul’da deniz suyu ‘yeterli ve iyi kalitede’ olduğunu belirtti. Kentte 6’sı büyükşehir belediyesi denetiminde olan 9 plaj da sezonu açtı. Hafta sonu gölgede 39 derece olacak hava sıcaklıklarında, İstanbulluların serinlemesi için Büyükşehir Belediyesi, Florya’da Çiroz, Güneş ve Menekşe plajları, Caddebostan 1-2-3 plajları, Küçüksu, Karaburun ve Şile’de Uzunkum, Ağlayan Kaya ve Ayazma plajlarını açtı.
Yasak bölge

Sadece Silivri’de

Kumluk mevkii,

Marmara Uyumkent Sitesi önü,

Celaliye Beldesi Belediye Tesisleri önü,

Parkköy Sitesi önü ve

Selimpaşa Beldesi Duruman Mevkii’nde denize girmek yasak.

İstanbul metrosu K9'lara emanet

İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplu taşıma araçlarında son dönemde yaşanan olaylara K-9 köpekleriyle önlem aldı. On binlerce İstanbullu’nun kullandığı metro istasyonlarının güvenliği artık 10 tane K-9 köpeğiyle sağlanıyor.

İstanbul 38’inci

Dünyanın en pahalı kentleri açıklandı. Merkezi New York’ta bulunan danışmanlık kuruluşu Mercer Human Resource Consulting’in araştırmasına göre, Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova, dünyanın en pahalı kentleri sıralamasında ilk sırada yer aldı. Londra bu yıl üç sıra birden yükselerek, beşincilikten ikinciliğe yükseldi. En pahalı kentler sıralamasında Moskova ve Londra’yı Seul, Tokyo ve Hong Kong izliyor. İstanbul ise, sıralamada on beşincilikten, otuz sekizinciliğe düştü. Söz konusu araştırma tüm kıtalardan 143 kenti, barınma, ulaşım, gıda ve giysi gibi 200’den fazla gideri hesaplayarak sıralandırıyor.
Kaynak: AKŞAM Web sitesi

BİR İSTANBUL ANALİZİ

İtalyan mimari ve sanat dergisi Abitare, İstanbul için özel bir sayı hazırladı. Dergide, İstanbul'un sanatsal yönünün yanı sıra gündelik yaşamına da yer veriliyor..
Abitare, İtalya'nın hem mimari hem farklı sanat dallarında yayın yapan en prestijli dergilerinden biri. Dergi, İstanbul için hazırladığı özel sayısında, kenti farklı başlıklar altında inceledi.
Örneğin 'İstanbul'da Yaşam' bölümünde, "Günün ve gecenin her saatinde yemek yenilebilir ve restoran seçenekleri çok geniş," cümlesinin altı çiziliyor.
Dergide, sokakta ayak üstü yemek yeme kültürünün de çok yaygın olduğu vurgulanırken, şarapların kalitesinin ise tartışılır ve fiyatların çok yüksek olduğu üzerinde duruluyor.
Tanıtılan restoranlar arasında Asitane, Changa, Kordon ve Pandeli de var. Gece hayatının tüm renklerinin tanıtıldığı bölümde ise Balans, Babylon, Reina, Ulus 29, Jazz Club'a yer veriliyor.
İstanbul'un 100'ü aşkın sayfada anlatıldığı Abitare, Gündüz Vassaf'ın kaleminden 'İstanbul'un Sesi'ne yer veriyor. Orhan Pamuk'un İstanbul kitabına da bir bölüm ayrılan dergide, Charles-Edouard Jeanneret ve Antoine-Ignace Melling'in gravürleri, 'İstanbul Vizyonu' sayfalarını süslüyor.
KAYBEDİLEN ŞEHİR İSTANBUL
İstanbul'un mimarisinin ön plana alındığı sayıda, 'Kostantinopoli Kaybedilen Şehir' adlı bölümde ise Tanrı'nın ismi gibi İstanbul'un da sonsuz isimleri olduğu hatırlatılıyor. İstanbul'u 'Mimari'nin Kapalı Çarşısı' olarak tanımlayan dergi yazarlarından Fulvio Irace, İstanbul'un küresel 'modernlik rüyalarını' izlemek adına, yeni ithal yaşam mekânları ürettiğini, ancak bunların arasında yenilikle geleneği birleştirmeye çalışan özgün denemelerin az olduğunu vurguluyor. Mimar Sinan da, 'Yeniçerilikten, Klasik Osmanlı Mimarisinin Kuruculuğuna' başlıklı bir yazıda anlatılmış. Yazıda Sinan'ın, İtalyan Rönesansı'nın Bramante, Palladio, Michelangelo gibi isimleriyle kıyaslandığı hatırlatılırken, "16. yüzyıl uluslararası mimarlık panoramasında, bu isimlere değecek bir yol arkadaşıydı," ifadesi kullanılıyor. Dergide, İstanbul mimarisi tipik örnekleri ile yol yol, sokak sokak analiz edilirken, burada yaşamış ünlü İtalyan mimar Raimondo D'Aronco da anılıyor. 'Boğaz'ın Kıyısında Yeni Mimarlık Laboratuarları' bölümünde ise Türkiye'deki yeni mimari akımlar ele alınıyor.

Doğum yeri: Kız kulesi

Adı: Jale Özçilingir. 77 yaşında. Boğaz'ın incisi Kız Kulesi'nde dünyaya gözlerini açan ilk ve tek insan oldu...
BU farklı doğumu Bahçeşehir Life dergisi ortaya çıkardı. Türkiye'nin ilk fenercilerinden Mehmet Küçükmehmetoğlu'nun kızı olan Jale Özçilingir, hikayesini dergiye, doğum yeri olan tarihi ve turistik mekanda anlattı. Babasının görevi nedeniyle annesi Nevber Hanım ile yıllarca Kız Kulesi'nde kaldığını belirten Özçilingir, büyüklerinden dinlediği doğum hikayesini şöyle aktardı:
EBELİĞİNİ BABASI YAPTI
'1930'un 12 Nisan sabahı annemin doğum sancısı tutmuş. Onu küçük bir takayla, Salacak'a çıkarmışlar. Oradan da acil olarak Haseki Hastanesi'ne kaldırmışlar. Ancak doktorlar, (Doğuma daha 10 gün var) diyerek tekrar eve göndermişler. Annem aynı zor şartlarda Kız Kulesi'ne dönmüş. Aynı gece sancıları daha da artmış. Yapılacak bir şey kalmadığı için, evimizdeki şartlarda beni dünyaya getirmiş. Ebeliğimi, babam yapmış.'

İstanbul dünyanın 5’inci güzel kenti

İspanya’nın önde gelen turizm dergisi Elegimos, 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul’u Paris, Roma, Venedik ve St. Petersburg’dan sonra 5’inci sıraya yerleştirdi. Seçilen bütün kentler hakkında ayrıntılı bilgi verilen dergide, İstanbul’un Hipodrom, Sultanahmet, Ayasofya, Topkapı Sarayı gibi farklı medeniyetlerden miras kalan mimari eserleri tanıtıldı. Kentin Asya ve Avrupa’yı birleştirici özelliğine de değinilen İspanyol dergisinde, Dolmabahçe ve Ayasofya’dan fotoğraflar yer aldı.

KIZ KULESİ

Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. İstanbul’un sembollerinde birisidir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılmış, Boğaz girişini belirten bir mihenk noktasıdır. Geçen yy.daki görüntüsünü koruyan kule turizme tahsis edilmiş lokanta ve seyir balkonu ile servis vermektedir.
Batı kaynakları yanlış olarak burayı sevgilisi Hera’ya kavuşmak için yüzerken boğulan Leander’in kulesi olarak isimlendirmiştir. Bu olay mitolojik hikayede Çanakkale Boğazında geçmiştir. Bir diğer mit’e göre de burası, kızının yılan tarafından sokulacağını rüyalarında gören İmparatorun emniyette olması için genç kızı yerleştirdiği kule idi. Meyve sepeti içinde gelebilmiş bir yılan trajediye sebep olur.